"Fakat tüm dinlerde kadın düşmanlığının en feci göstergesi, Hıristiyanlığın tam kalbinde, Meryem Ana hikayesinde yatar. İsa'nın bir bakireden doğduğu, tüm Hıristiyanlığın dayandığı temel bir anlatıdır. Kuran'ın Meryem'e büyük saygı duyduğu İslam'a taşınan bir şeydir.
Bunun sonuçları tarihsel olarak kadınlar için yıkıcı olmuştur.
...Meryem, İsa Mesih'i bakire olarak doğurdu ve ona hiçbir erkek dokunmadı. Bu nedenle saf, iffetli, lekesiz, masum olarak tanımlanır - kendisi (Katolik öğretisine göre) “kusursuz bir gebeliğin” ürünü olarak ve şimdi Tanrı'nın kusursuz oğlunu kusursuz rahminde barındırmaktadır.
Erkeklerin dokunduğu kadınlar için bu ne anlama geliyor? Kavramları mı bozuldu? Karakterleri ve bedenleri artık kirli mi yoksa iffetsiz mi? “Kirlenmişler” mi?
...Meryem'in tüm güzelliği, kutsallığı, iffeti ve masumiyeti vajinasıyla mı sınırlıydı?
Hem Hıristiyanların hem de Müslümanların yaptığı gibi Meryem'in bekaretini fetişleştirmek, bekarlığın ve cinsel baskının tehlikeli, doğal olmayan bir çekiciliğine doğrudan yol açan bir hastalıktır."